24 Mayıs 2012 Perşembe

Senaryo Yazma Teknikleri

Senaryo nedir ?...

*Göstermeyi esas alan bu nedenle, yazım biçimi, kurgulama, zaman, mekan ve diyaloglar gibi teknik açıdan farklı nitelikler taşıyan yazıdır. 

*Diğer edebi türlerden farklıdır ama bütün edebi türler gibi; sanatçı kişilikle ortaya çıkar.... 

Sanatçı kişiliğin kaynakları

.Öğrenim, kültür, aile ve toplum

.Hayat tecrübesi

.Araştırma ve gözlem

.Görsel düşünme ve yazabilme



Bir Senaryoda Bulunması Gereken Temel Unsurlar

Kitlesellik: Çok kişi tarafından anlaşılma ve beğenilme.

Popülerlik: Güncel sorunları hissettirme, duygusal yönden cezbetme ve asgari müştereklerde buluşma.

Özlülük: Özlü ve somut bir yazım biçimi benimseme, sadece görülen ve işitilenler yer verme, ekranda aktarılamayan şeylerden kaçınma ve dramatik işlevi olmayan sahneleri çıkarma.

Mantıklılık: Olaylar ve olayların sıralanışında mantıklı ve tutarlı olma, dramatik yönden kanıtlanamayan rastlantı ve olaylara yer vermeme.

Görsellik: Görsel yönün detaylı ve somut biçimde yazılması ("Bir kez görmek, bin kez işitmekten iyidir")


İşitsellik: Diyalog dışında, ses, müzik ve efektin olanaklarını kullanma.

İlginçlik: Konunun ilginç olması.

Seyirciyi göz önünde bulundurma: Önemli olan seyircinin hissettikleridir. Seyircinin olaya katılımı sağlanmalı. Ancak seyircinin olayları istediğimiz gibi algılayacağı ya da yorumlayacağı konusunda garanti yoktur.

Gerçekçilik: Olayların gerçek haliyle yansıtılmasını ya da gerçek olaylardan yola çıkılmasını değil, filmdeki olayların izleyiciye gerçekçi gelmesi anlamında gerçekçilik.

İnanılırlık: Somut olayların inanılır biçimde sunulması ve karakterlerin kişiliklerine uygun biçimde davranmaları.

Didaktiklikten kaçınma: Senaryo ders vermeye başladığında itici olur. Yargınızı doğrudan izleyiciye bildirmektense, izleyicinin bu yargıya ulaşacağı bir öykü yapısı kurulmalıdır. 


Sürekli İlerleme Yasası


Senaryoya bir yapı/yapılanma olarak bakılabilir. Bu yapının bir başı, ortası ve sonu vardır. 

Giriş-Gelişme-Sonuç

Baştan sona doğru gelişmeyi sağlayan bir dinamizm gerekmektedir. Yani yapı kurulurken, sürekli ilerleme yasası göz önünde tutulmalıdır. Sürekli ilerleme yasası, öykünün bir amacı, hedefi olması gerektiği ilkesidir.


İlerleme Çizgisi

Üçlü yapıda en az iki temel dönüm noktasına ihtiyaç vardır. İlk temel dönüm noktası, başlangıç bölümünde yer alır ve çatışmanın kilitlenmesidir. İkinci temel dönüm noktası ise orta bölümün sonunda ya da sonuç bölümünün basında yer alır ve çatışmanın çözülmesidir. Kısacası, giriş bölümünde sorun ortaya konulur, gelişme bölümünde çeşitli boyutlarıyla sergilenir ve sonuç bölümünde çözülür.



Giriş

.İzleyicinin dikkatini yakalayıp, ilerleyen öyküye katılımını sağlar. 

.Öykünün gelişimi ile ilgili heyecan ve meraklar oluşturur. 

.Giriş bölümünde ana karakterlerle tanışıp, onlarla ilgilenmeye başlarız. 

.Bu bölümde yapılan açıklamalarla, öyküyü anlamaya yardımcı olan genel bilgileri elde ederiz. 

.Ayrıca filmin dünyası, üslubu, niteliği ve atmosferi ile tanışırız. 

.Öyküyü başlatan sorun, yani çatışma ile bu bölümde tanışırız. Film boyunca ilginin ayakta kalması açısından önemlidir.

.Giriş bölümünün diğer bir özelliği, burada alt/yan olay çizgilerinin tohumlarının atılmasıdır..Giriş bölümünün süresi sınırlıdır. Fazla uzatılmamalıdır 


Gelişme


Gelişme bölümünün iki görevi vardır. Bir yandan girişin başarılı biçimde devamını getirmeli, öte yandan da sonuca/doruk noktaya doğru uzanan bir köprü oluşturmalıdır. 

.Gelişme bölümü, bir dizi karmaşık ilişki, kriz, çatışma, yan olay ve benzeri güçlükler aracılığıyla, beklentilerimizi yoğunlaştırarak ilgimizi daha derinden ele geçirir ve sürdürür. 

.Tüm bunlar, çatışmanın çözümünün kolay olmayacağı konusunda bizi ikna etmelidir. 

.Bu bölümde değişik kriz/bunalımlara yer verilir. Kahramanın çatışmayı çözmeye yönelik her hamlesi kriz/bunalım’dır. Bunlar, çatışmayı daha da gerginleştirir; neden-sonuç ilişkileriyle ilerlemelidir.


Sonuç


.Giriş’te vaat edilenlerin gerçekleştiği bölümdür.

.Sorun ve çatışmanın çözülmesiyle öykü sona erer. 

.Sonuç bölümünde doruk nokta yer almaktadır 

.Doruk nokta=zorunlu sahne(obligatory scene) 

.Zorunlu sahne, kahramanla rakibin karşı karşıya geldiği sahnedir. Bu sahne, adı üstünde zorunludur. Sonuç bölümünde yer alması gerekir. 

.Bu genellikle rakipler arasındaki en son ve en görkemli karşı karşıya geliştir. 


Senaryo (Drama) Unsurları


Çatışma

Filmin itici gücüdür. Senaryoya başlarken önce çatışmayı saptamakta yarar var. 

Çatışma, öncelikle bir problem demektir. Metne bir problem saptanır. Senaryo metni, zaman zaman daralan, zaman zaman da genişleyen bir problem olarak görülebilir. 

Çatışma mutlaka çözülmelidir. 

Çatışma, temelde iki ya da daha fazla gücün karsılaşmasıdır. 

Değişik türlerinden söz edilebilir: 

-İnsanın insanla çatışması 

-İnsanın doğayla çatışması 

-İnsanın kendisiyle çatışması 

-İnsanın toplumsal çevre ile çatışması 




Çatışma iki anlamda bulunur: 

-En genel anlamıyla bir zıtlıklar ağı olarak: iyi-kötü, doğa-kültür gibi. 

-İkinci anlamıyla ise çatışma, bir öykü çizgisi başlatandır. Çözüm bekleyen bir durumdur. 

-Aşılması gereken bir engel 

-Yanıt verilmesi gereken bir meydan okuma 

-Giderilmesi gereken bir sorun 

-Ortadan kaldırılması gereken bir tehdit 

-Verilmesi gereken bir karar 

-Kurtulunması gereken bir baskı 

-Yeniden kurulması gereken bir denge vs... 

Çatışmanın doğurduğu bu amaç, çoğu kez hem karakterin, hem de öykünün amacı olarak gözükür. 


Doruk Nokta

Doruk Nokta, genellikle filmin sonunda yer alır. 

Örneğin bir düello ya da bir final müsabakası. 

Senaryo dendiğinde akla gelmesi gereken ilk iki şeyden birisi çatışmaysa, diğeri de doruk nokta olmalıdır. 

Olay örgüsünü oluştururken doruk nokta daima göz önünde tutulmalıdır. 

Doruk nokta, mutlaka birilerinin ölmesini gerektirmez. 

Çoğunlukla zorunlu sahne'den meydana gelir. Mutlaka fiili bir durum olmalıdır. Sözle ya da diyalogla geçiştirilmemelidir. Çözüm izleyicinin zihninde tamamlanmaya bırakılmamalıdır, mutlaka gösterilmelidir.


Tema

Her senaryoda bir tema vardır. Tema, senaryoda sunulan ana düşüncedir. Bu genellikle yaşamla, onun anlamıyla ya da insanlık durumuyla ilgili bir düşüncedir. Bu aynı zamanda, yazarın savunduğu ya da iletmek istediği bir düşüncedir. 

Tema genellikle evrensel konularla ilgilidir: Aşk, cesaret, hırs, ölüm, yabancılaşma, sorumluluklar... 

Tema, kısa tanımlamalarla karsımıza çıkar: 

-Aşk, her şeye kadirdir. 

-Tüm insanlar kardeştir. 

-Suç, cezasız kalmaz. 

-Savaş, bir cehennemdir. 

-Aşk acısının ilacı yoktur. 

-Kadere karşı çıkılamaz. 

-İyiler daima kazanır. 

-Kıskançlık, insanın yıkımına neden olur 

-Acımasız ihtiras insanı yıkıma sürükler


Temanın etkili sunuluşu için, tema filmin bütünü tarafından tanımlanmalıdır. Bir film sadece "savaş bir cehennemdir" demez. Bize savaşın bir cehennem olduğunu gösterir. 



Karakter

Senaryo yazarlığında karşılaşılan en büyük sorunlardan bir tanesi etkin ve ilginç karakterler geliştirme sorunudur. 

Öykü, çatışma içindeki karakterlerin eylemlerinden doğduğu için karakter geliştirme meselesi son derece önemlidir. Karakterler doğruysa, öykü doğal olarak onların oluşturdukları yapı içerisinde gelişir. Karakterler doğruysa, olayları kontrol altına almaya ve kendi öykülerini yazmaya başlarlar. 

Burada seyirci ilgisi ve özdeşleşme de önemlidir. Psikolojik bir süreç olan 'başkalarının duygularını anlayabilme' ve özdeşleşme yoluyla, karakterlerle sıkı bir ilişki içine gireriz.

Öykü, Sinopsis ve Tretman

Senaryonun alt yapısını oluşturur. Senaryo öyküsünün 3-5 sayfalık hali için sinopsis sözcüğü kullanılır.

Sinopsis, Yunanca'da "bir bakışta okunabilen demek". Bize yapılması planlanan filmin bir sayfada özetini verir. Bu özeti verirken de diyaloglara, ayrıntılı sahne betimlemelerine vb. yer vermez. En kısa ve genel haliyle filmin konusunu, filmde olup bitenleri anlatır.


Sinopsis genellikle iki paragraftan oluşur: Birinci paragrafta; olayların geçtiği yer ve zaman, genel durumun bir betimlenişi, ana karakterler, filme ivme kazandıran sorunsal ya da çatışma konusu yer alır. İkinci paragrafta, çatışmayı ilerleten ya da şiddetlendiren temel bunalım ve krizler, bütün bunların ilerlediği doruk nokta ve çatışmanın çözülme biçimi yer alır.


TRETMAN: “Senaryonun 10-15 sayfalık özeti" olan tretmanın sinopsisten asıl farkı, "filmde neyin, nasıl anlatılacağını" belirlemesidir.



Sahne ve Sekans

Filmler, sahne ve sekanslardan oluşurlar

Sahne; zaman, mekan, olay, tema/motif, içerik, kavram ya da karakter gibi araçlarla birleştirilmiş, tek ve kesintisiz bir dramatik eylem içeren bir birimdir. Genellikle birbirleriyle ilgili bir çekimler dizisinden oluşur. Ancak tek bir çekimden de oluşabilir.


Sekans ise, birbiriyle ilişkili olan sahnelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Sekansı oluşturan sahneler, farklı olayları ele almakla birlikte, sekans kendi içinde yine de bir bütünlüğe sahiptir 


Sahnenin işlevi


Sahnelerin temel işlevleri arasında şunları sayabiliriz: 

Mekan oluşturmak, atmosfer yaratmak, tema ya da tez sunmak, karakter ya da ilişkiler hakkında açıklama yapmak, bir olay çizgisini başlatmak, ilerletmek ya da sonlandırmak... 

Zaman ve mekan geçişleri için ise genellikle kısa ara sahneler kullanılır. 

Bazen de gerilimi düşürmek ve izleyiciyi rahatlatmak için dinlenme sahneleri konulur. 

Bazı sahnelerin işlevi, hızlı bir kurguya yaslanarak, gerçekte çok uzun süreleri kapsayan olayları kısa görüntülerle özetlemektir. 


Belli başlı yanlışlar

Sondaki boşluk duygusu

Mantıksız rastlantılar

Sonuç bölümündeki hatalar

Açıklamalı diyalog (tasvir)

Kişilerin yanlış kullanılması

Gerçeğe aykırılık

Zayıf öykü ve dramatik yapı

Olacakları önceden duyurma

DİKKAT!!!

Senaryolar edebi metin değildir. Tasvir ve uzun uzadıya anlatımlar yer almaz. 

Çekimi gerçekleştirecek teknik ekibe kılavuzdur.

Senaryonun hedef kitlesi okuyucu değildir. Yapımcı, yönetmen, teknik görevli ve oyuncudur.

Senaryoda oyuncunun iç konuşması (monolog)’ndan çok diyaloglar yer almalı

NOT

“İyi bir senaryodan kötü bir film yapılabilir,ama kötü bir senaryodan asla iyi bir film yapılamaz” 


         Ebru Güldüren - 73 **
Kaynakça:bizimhikayelerimiz.com

1 yorum: